top of page

KIPIR KIPIR ZAMANLAR

Baharın gelmesiyle Hamburg ayrı bir güzelleşti. Yeşil alanlar, Elbe nehri, kumsal, mütevazi parklar, mühendislik tasarımlarla bezenmiş çocuk oyun alanları bol güneşli günleri değerlendirilebilecek harika yerler! Hamburg’a aralık ayında taşınmıştım. Soğuk, yağmur, kısa günler masa başında oturma süremi oldukça uzatıyordu. Havalar ısınıp, günler uzadıkça evde oturasım gelmiyor. İşte bu nedenle yazımda gecikme yaşandı. Korona tedbirlerinin kaldırılması ile birlikte birçok konser ve etkinlik yapılmaya başladı. Yeni yerler keşfediyor ve yeni insanlarla tanışıyorum. Takip edenler Almanca kursuna gittiğimi biliyor. Hiç ders çalışasım dahi gelmiyor. Şehrin tadını çıkarmak istiyorum. Bu yazıda sizleri açık hava sezonuna uygun üç oyunla tanıştıracağım ki sizde çocuklarınızla, öğrencilerinizle, arkadaşlarınızla şehrin ve doğanın tadını çıkarabilesiniz.



Uzak, daha uzak, yakın, daha yakın oyunu. Bu oyunu muhtemelen herkes biliyor. Biliyor olsanız dahi hatırlatacağım. Hatırlayın ki çocuklarınızla oynamak için bir sebep olsun. Çocukların aileden uzak, daha uzak olmasını istemiyorsak onun dünyasına girmeliyiz. Çocuklar, hayatı oyunla öğrenir. Oyundan sıkılmaz ve zevk alır. O halde sık sık oyun oynayın. Oynayın ki yakın, daha yakın olun. Oyuna başlıyorum. Küçük oyuncakları, sağlıklı şekerlemeleri bu oyunda kullanabilirsiniz. Bu öğeleri parkın çeşitli yerlerine gizleyin. Çocuğun yaşına göre kolay bulunabilir ya da zor bulunabilir şekilde ayarlayın. Saklama işlemini yaparken çocuğun gözünü kapatın. Saklama işlemi bittikten sonra sadece sesli komutla çocuğa yardımcı olun. Nesneye yaklaştıkça yakın, daha yakın gibi sesli komutlar verin. Uzaklaşırsa da uzak, daha uzak gibi bildirimlerde bulunun. Nesneyi bulana kadar komut vermeye devam edin. Böylece birlikte hem zevkli bir oyun oynamış olacaksınız hem de çocuğunuza “uzak, yakın” gibi mesafe kavramlarını öğretmiş olacaksınız. Dil öğretimi içinde aynı metot kullanılabilir. Daha da fonksiyonel olması için üstünde, altında, arkasında gibi kelimelerde oyuna dahil edilebilir. İsterseniz bu oyunu basit bir oryantiring haline de dönüştürebilirsiniz. Bölgenin basit bir krokisini çizin. Gizlediğiniz nesne ya da şifreleri kroki üzerinde işaretleyin. Krokiyi oyuncuya vererek bulmasını bekleyin. Harita bilgisi, yer, yön kavramları konusunda çok faydalı olacaktır. Uzamsal düşünme becerisini de geliştirecektir.


Diğer oyunumuz saklambaç. Bilmeyen var mı? Biliyorum diye atlamayın, bu saklambaç değişik! Saklambaç oyunu için herhangi bir malzemeye ihtiyacınız yok. Oyuna başlamadan önce birlikte kuralları belirlemeyi unutmayın. Ebenin kim olacağı, kaça kadar sayacağı, ebe alanının neresi olacağı, saklanmanın yasak olduğu yerler gibi kuralları belirleyin. Önce çocuğunuzu ebe yapabilirsiniz. Eğer çocuğunuz çok küçük ise, sizi bulmaya zorlanacaksa ıslık çalarak ya da ayak sesi çıkartarak yerinizi belli edebilirsiniz. Çocuk bu oyunda sayı saymayı, strateji geliştirmeyi öğrenir. Ebelik görevi sürekli değişken olduğu için farklı rollere saygı duymayı ve sabırla beklemeyi öğrenir. İlerleyen yaşlarda sayı saymayı ikişer, üçer, altışar gibi yapabilirsiniz. Bu sayede ritmik sayma ve çarpım tablosuna büyük destek sağlayacaktır. Daha da zorlu hale getirmek ve renklendirmek sizin elinizde. Okullarda ya da yabancı dil öğretim merkezlerinde de uygulayabilirsiniz. Oyuncuların saklanması için gerekli süre boyunca ebenin on tane meyve ismi söylemesi, Avrupa kıtasından on ülke ismi söylemesi, Almanya’nın eyaletlerini söylemesi gibi kurallar getirilebilir. Bu sayede yetişkinlerin bile çok eğleneceği hale getirebilir ve sıkıcı gibi görünen bilgilerin dahi ne kadar zevkli öğrenildiğine şahit olursunuz. Şarkı söylemeyi seven bir topluluk ise ebenin şarkı söylemesi kuralı da oldukça zevkli olabilir. Olur da oyunu bilmeyen var ise devamını yazayım. Ebe kuytularda oyuncuları arar. O bir oyuncuyu ararken, başka bir oyuncu yerinden çıkıp ebe alanına temas ederse sonraki oyunda ebe olmaktan kurtulur ve bir oyuncunun daha kurtulması için tercihte bulunabilir. Ebeye yakalanan ise sonraki oyunda ebe olacaktır. Kişi sayısına göre ebelikten kurtulma kuralını revize edin.


Doğada çok zevk alınarak yapılacak bir etkinlikten daha bahsedeceğim. Doğal tablo yapımı. Bu etkinlik için genişçe bir kağıt, farklı yapraklar, çubuklar, taşlar, toprak gibi doğanın içinde bulunan malzemelere ve yapıştırıcıya ihtiyacınız var. İsterseniz kalem de kullanabilirsiniz. Çocukla iletişim kurarken dikkat çekmek çok önemlidir. Planladığınız hedefe yaklaştırmak için dikkat çekilir ki hevesli başlasın. Çocuğunuza bir resim yapmak istediğinizi ama bu resimde kalem ya da boya kullanmayacağınızı söyleyin. Yapıştırıcı ile çevrenizden bulduğunuz maddeleri yapıştırarak bir ev resmi yapmak istediğinizi ve eşlik edip, etmeyeceğini sorun. Aklında başka bir oyun planı yoksa zevkle kabul edecektir. İsteksiz görünürse onun aklından geçeni öğrenin. Kendi oyununuza başka bir zamana fırsat bulabilirsiniz. Toplanan çubuk ya da yaprakları kağıda yapıştırarak çocuğunuzla birlikte ya da ayrı ayrı tablolar yapın. Kağıt kullanmak istemezseniz düz bir zeminde de aynı etkinlik yapılabilir. Daha sonra ortaya çıkan sanat eserinin resmini çekip, çocuk odasına asabilirsiniz. Bu etkinlik sayesinde çocuğunuzun sanatsal yeteneklerini fark edebilirsiniz. Odaklanma ve dikkat konusunda da güzel bir egzersizdir. Birlikte keyifli vakit geçirir ve sohbet etme imkanı bulursunuz.


Yaptığım gezintilerde dikkatimi çeken bir konuya değineceğim. Çocuk oyun alanlarındaki oyuncakları inceledim. Basınç, ivme, zaman, kütle-yük gibi fiziksel ve matematiksel kuralları öğretiyor çocuklara. Oyun aletleri çocuğun hiç farkında olmadan mühendislik zekasını besleyecek şekilde tasarlanmış. Çok basit gibi görünen birçok oyun aletinin üzerinde çok iyi çalışılmış. Teknik detaylara ve terimlere girmeyeceğim ama şunu bilin; Türkiye’de okulların bahçelerine nitelikli oyun aletleri tasarlanması konusuna merak salmış ve genişçe araştırmalar yapmış birisi olarak söylüyorum ki çocuklarınızı bu oyun alanlarına götürün ve ailece oynayın. Her yazıda oyunun önemi ve çocuğun gelişimine önemi konusuna girmek istemiyorum. Beni ilk kez okuyanlar ve oyun konusunda daha detaylı bilgi almak isteyenler önceki yazılarımı da okuyabilir. Bir yazının daha sonuna geldik. Hayat çok kısa ve hızlıca akıyor. Şu güzel günlerde, bu güzel şehirde ya da hangi şehirdeyseniz sevdiklerinizle güzel vakit geçirin. Özellikle çocuklarınıza sadece onun için vakit ayırın. Oyunlar oynayın, sohbet edin. Aksi halde bir gün gelir ve gerçekten çok uzak olduğunuzu fark edersiniz. Oyunla ve sağlıcakla kalın.


Ahmet Tekin

bottom of page