Bir okul istiyorum.
Öğretmenlik mesleğim boyunca onlarca akademisyenden ve güngörmüş insandan hep aynı şeyleri duydum. Lider öğretmenden ve öğrenciye verilmesi gereken eğitimden bahsederken aynı şeylerden bahsettiler. Bende yıllarca aynı şeyleri savundum. Öğretilerin savunduklarımla aynı olması lakin savundukça aykırı görülmem arasında bir bağ kuramıyorum. Ben de kendimin artık farklı ve aykırı olduğumu düşünmeye başladım. Aykırı olan ben miyim, yoksa doğru olanı bir türlü uygulayamayan çevrem mi?
Her okul öğrenci merkezli eğitim verdiğini söyler ama ben gerçekten öğrenci merkezli istiyorum.
-Okulu çocukların boyayabileceği,
-Tören ve gösterilerin sözde değil, gerçekten öğrencilerin hazırladığı,
-Öğrencilerin yaparken mutlu olduğu, istedikleri için yaptığı gösterilerin olduğu,
-Aylarca strese girmeden, öğretmen baskısına maruz kalmadan gösterilerin hazırlandığı,
-Ders aralarında, oyun havasında yapılan etkinliklerle aslında gösterilere hazırlanılacağı,
-Bireysel farkılıkların dikkate alındığı,
-Panoların süslü ve düzgün olmasındansa, özgün olmasını isteyen,
-Çarpma tablosunu müziksek zekalı için şarkıyla,
-Çarpma tablosunu görsel zekalıya resim dersinde,
-Çarpma tablosunu kınestetik zekalıya sek sek oynatarak öğretildiği,
-Sıradan konuların zeka kuramlarına göre planlandığı sarmal bir eğitimin verildiği,
-Sınıf düzenin masa sıradan ibaret olmadığı,
-Tırmanma demirlerinden, puf koltuklarına kadar sınıfların olduğu,
-Bol oyunlu, bol aktiviteli, bol eğlenceli… Hepsinin de bir amaca hizmet ettiği,
-Sosyal faaliyetlerin kıskanılmadığı,
-Kumla, toprakla rahatça oynayabileceği,
-Hayvan besleyebileceği,
-Fidan yetiştirip, domates üretebileceği,
-İnsan doğası gereği yemek yer. Çocukların yemek yemesi için zorlanmadığı,
-Öğretmenlerin takım, kravatla değil rengarenk giyinebileceği,
-Ödev kağıtlarında boğulmayan, sorumluluk projeleri sunan,
-Okuma sevgisi aşılamayı amaç edinmiş,
-İstek uyandırmayı metot edinmiş,
-Eğitim her aşamasında aile ile işbirliğinde olan,
-Aile ve çocuk yarışmaları yapan,
-Hep beraber gezilere giden,
-Öğretmenlerin rakip değil, yoldaş olduğu,
-Liderliği hedef edinmiş kadrosu olan,
-Liderler yetiştirmek amacı olan,
-İşini doğru yapmak marifet değil, doğru olduğu için yapan,
-Düşünen, sorgulayan, araştıran, yeri geldiğinde hayır diyebilen öğrenciler yetiştirmeyi amaçlamış,
-Okulun hayatın kendisi olduğunu kabullenmiş,
-Velilerin talepleri için değil, doğru olduğu için sistem geliştiren,
-Bu sistemi benimsemiş aileleri kabul eden, (Eminim ki benim gibi düşünen binlerce insan böyle bir okula kayıt yaptırmak için sıraya girecektir.)
-Öğretmenin lider vasıflara sahip olduğu,
-Velinin öğretmene her bakımdan saygı duyduğu,
-Çocukların yarıştırılmadığı,
-Evrensel insani değerleri her dersin fevkinde tutan,
-Kaliteli bireyler yetiştirmeyi gaye edinmiş,
-Türkiye dereceli karaktersiz bireylerin reklamıyla gurur duyacağına, hayatla barışık derecesiz öğrenciyi tercih eden,
-Her türlü gösterişten uzak… bir okul istiyorum.
Uzayıp gidebilecek maddeleri burada kesiyorum. Ne istediğimi bu yazılanlarla anladığınızı düşünüyorum.
Bu isteğimi yerine getirecek maddi gücü olanların bir an evvel adım atmasını istiyorum. Emin olun bilinçli o kadar aile var ki. Korkmayın ve doğru olanı yapın. Doğrunun peşinde kuyruklar olacak. Kocaman bir kuyruklu yıldız olacaksınız. Hatta okulun adını da Kuyruklu Yıldız koyun J
İş gücü bulmaktan mı endişelisiniz? Bu hayallere sahip idealist öğretmenler çalışacak doğru yer arıyor. Ya gittiği her yerde “problem insan” oluyor ya da sisteme ayak uyduruyor.
Bugüne kadar elimden geldiğince mutlu, sosyal çocuklar ve aile işbirliğini benimseyerek eğitim verdim. Sayfa sayfa ödev yapan, test çözen, saatlerce çalışan çocuklardan daha başarılı oldu çocuklarım. Öğrendiklerini kolay öğrendiler çünkü. Onların farklı algılarına dokundu ve öğrendiler. Sıkılmadılar ve başarılı oldular. Başarısız olanlar olmadı mı? Oldu. Başarısızsın demedim hiçbir zaman. Olacak dedim. Endişelenme dedim. Yapacaksın dedim. Ne diyeydim? Daha da kaygılandırmalı mıydım? Kaygı hastası olup, depresif haplar mı kullandıraydım?
Birinci, ikinci, üçüncü sınıf özellikle aynı konuların tekrarı… Kimler yıllar evvel öğrendiği bilmem ne antlaşmasının maddelerini hatırlıyor? Kimler ezberlediği onlarca matematik formülünü hatırlıyor?
Kitap okumayı sevdiren, araştırmayı öğreten, bilgi kovalamayı, merak etmeyi aşılayan, sizle oyunlar oynayan bir öğretmeni unutamazsınız ama. Oynarken mücadeleyi, sıra vermeyi, sıra bilmeyi, nasıl konuşalacağını, hamle yapmayı, taktik kullanmayı öğrenen çocukların hayatta başarısız olması mümkün mü sizce? Varsa hatalarım ne olur söyleyin de bende kendimi bu ruh halimden kurtarayım :)
Şundan da emin olabilirsiniz. Böyle bir okuldan mezun olanlar geleceğe şekil verebilecek kapasiteye sahip insanlar olacaktır. Lider vasıflara sahip olacaklar. Arkalarından binlerce insanı sürükleyebilecekler. Psikolojik sıkıntıları olmayacak. Evrensel insani değerlere sahip olacaklar. Vatanını sevecek ve vatanına zarar verecek her işin karşısında duracaktır. Yaptığı işi liyakatle yapacaktır. Hadi var mısınız insanlığı düzeltmeye? Paylaşın şu isteklerimi de olur ya dalga büyür, büyür, büyür, büyür de doğru yere ulaşıverir.
Yukarıdaki yazılanlar bir anda yazılıp face gruplarında paylaştırıldı. Düzeltme yapmadan burada yayınlıyorum. Hatalarımız var ise affola... Sınıf Öğretmeni ve Öğrenci Koçu Ahmet Tekin.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar;